Çocuk Gelin Mevzusu...

Hazım Koral 18.12.2022 09:21:37

Eski klişe betimleme bir tabir var: "Deveye 'Boynun eğri' demişler, o da, 'Nerem doğru ki?' demiş." Maatteessüf ki bugün ve tarih boyunca İslâm ümmetinin hâline pür melâline baktığımızda deve örnekliği durumu karşımıza çıkmaktadır. İslâm ümmeti Sevgili Peygamberimiz ahirete irtihâl ettikten sonra (medeniyet ve uygarlık bazında) hiçbir zaman olması gerektiği yerde olmadı. Bir başka deyişle, Allah Resulü'nün kamusal alanla ilgili tesis etmiş olduğu müesses nizam ve üniter site devlet yapısı muvacehesinde kurmuş olduğu medeniyet projesine ümmet gereği gibi sahip çıkmadı. Devlet düzeninde fay hattı kırılması ve eksen kayması yaşanınca bu olumsuzluktan sosyal yaşam ve aile yapıları da nasibini aldı. "Balık baştan kokar" misali devlet yapısı darbe yiyip sarsılınca millet de aile yapılarıyla birlikte sarsıldı. Bunu en bariz bir şekilde İmâm Ali'nin 5 yıllık yönetiminde görüyoruz.

Ne üzücüdür ki, İmâm Ali İslâm'ın devlet düzenini tahkim etmek ve İslâm medeniyetini kaldığı yerden hayata hakim kılmak için Cemel, Sıffin ve Havariç ashabına karşı savaşmak zorunda kaldı. Bu savaşların üçü de "iç savaş"tı...

Görüldüğü üzere ümmet daha yolun başında sınıfta kalmıştı. Ümmet deve metaforunu daha yolun başında hak etmişti. Sonra ne mi oldu? Emevîler iş başına geçti ve İslâm tamamen tersyüz edilerek Cahiliye dönemine rücû edildi. Bilindiği üzere Cahiliye döneminde kadın ve kız çocukları çok kötü muameleye maruz kalıyordu. Kadın mirastan ve en tabii insan haklarından mahrum edildiği ve insan yerine konulmadığı gibi Emevîler döneminde de aynı muameleye maruz kalmaya başladı. Özellikle kölelik sistemi ve cariye muamelesi geri getirildi. Komşu beldelere yapılan saldırılarda ele geçirilen evli-bekâr kadınlar ve kız çocukları köle pazarlarında satışa sunuldu. Bu mazlum bayanlar satışa sunulmadan önce saraya getirilerek güzel ve çekici olanları ayıklanıp saray hizmetine verildi. Özellikle yaşı ufak olan kız çocukları saraylarda cariye (seks kölesi) olarak kullanılıyordu. Bu yaptıkları pedofillere özgü icraatlarını meşrulaştırmak için Allah Resulü'ne iftira atarak Aişe validemizin Peygamberimiz'le 6 yaşında nişanlandığını, 9 yaşında evlendiğini iddia ettiler. Bu tezvirata inanan halk kendi kızlarını da küçük yaşta evlendirmeye başladı.

Kısacası "çocuk gelin" geleneğini başlatan ve bunun toplumda yaygınlaşmasına sebep olan Emevîlerdir. Asıl suçlu olanlar ise, bu işe çanak tutup fetva veren (saraylara yerleşmiş) din tacirleridir. Zira Allah Resulü'ne atılan iftirayı doğruymuş gibi kayıt altına alan, fıkhî bir kural olarak halka fetva veren ve literatüre/kaynak eserlere yerleştiren kendileridir. Bir de menfîye meyyâl insanlar işin içerisine girince kaçınılmaz olarak "çocuk gelin" geleneği tarih boyu İslâm coğrafyalarında neşvü nema buldu. Kısacası olay sadece savaşlarda ganimet olarak ele geçirilen kız çocukları ile sınırlı kalmadı. Bu durum, verilen fetvalarla ümmet bünyesinde örfî ve töresel olarak geçerli bir uygulama hâline geldi. Yüzeysel olarak duyduğumuz kadarıyla bu uygulama bugün Pakistan, Afganistan ve Doğu Anadolu'nun bazı bölgelerinde hâlâ uygulanmaktadır. Küçük yaşta evlendirilip hayatları karartılan kız çocukları bu Emevî geleneğinin kurbanları olmaktadırlar. Bu kurbanların çoğu içlerinde yaşadıkları fırtınalı ve kâbuslarla dolu hayatlarını ne yazık ki sinelerine çekip katlanmaktadırlar. Zira ne anne-babaları, ne de şikayet edecekleri bir merci vardı. Ebeveyn diyordu ki: "Bu evden gelinlikle çıktın, ancak kefenle geri dönersin." Yani öl ama baba evine geri dönme! Hâl böyle olunca katlanmaktan ve çile çekmekten başka geriye bir şey kalmıyor...

En son bir çığlık ve bir feryat olarak basına yansıyan bir hadise günlerdir kamuoyunu meşgul etmektedir. Televizyon kanalları ve sosyal medya bu konuyu günlerdir tartışmaktadır. Doğruluğu henüz tespit edilmemiş, ancak kurban olarak kendisini tanıtan bayan 6 yaşında evlendirildiğini, 7 yaşında tecavüze uğradığını iddia etmektedir.

İsmailağa Cemaati'ne yakınlığı ile bilinen Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. yapmış olduğu itiraflar ve 2012 yılında verdiği ilk şikayetin ardından açılan soruşturmanın üstü tartışmalı bir şekilde kapatılmış. Bugün tekrar basına yansıyan ve ortalıkta gezen iddianın gerçekliğiyle alâkalı elbette somut olarak herhangi bir bilgiye vakıf değiliz. Söz konusu bayanın iddiası ve itirafları üzerine mesele mahkemeye taşınmış ve adlî makamlar bu işin üzerine gitmiş. Şu an doğru olup olmadığı araştırılıyor. (An itibariyle söz konusu kızın babası tutuklanmış.) Bazıları tarafından bu olay münferit bir vaka olarak görülse de, işin aslı sosyal bir gerçeklik olarak "çocuk gelin" olgusunun hâlâ yaygın olması. Bu istismarın önüne geçmek için TCK'da yeni yasal önlemler alınmış. Ancak bu yeni yasalarla kaş yapayım derken göz çıkarılmakta. Öyle ki, yasalarda evlenme yaşı 18 olarak belirlenmiş, bu yasa yürürlüğe girmeden önce 17 yaşında evlenmiş bir bayan tespit edildiğinde kocası tecavüz suçlaması ile hapse atılmaktadır. Bu şekilde mağdur olup hapse atılan gençlerin sayısı bir hayli yekûn tutmaktadır. Yine bu bağlamda bayanlar mağdur olmaktadır. Bu sebeple kocası hapiste olan bayanın geçim için maişet derdi omuzlarına binmektedir. Hele bu bayanın bir iki tane çocuğu varsa geçimini nasıl tedarik etsin? İstanbul Sözleşmesi her ne kadar lağv edilmiş olsa da, İstanbul Sözleşmesi'nin muadili olan 6284 sayılı kanun yürürlükte. Bu yasadan dolayı söz konusu ettiğimiz mağduriyetler devam etmektedir. Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu işe ivedilikle el atmalı.

Biz bu konuda Kudüs TV olarak defaatle program yaptık, kamuoyumuzu bilgilendirip mağdur ailelerin duygu ve düşüncelerine tercüman olduk. Çocuk Ve Aileyi Koruma Derneği Başkanı Sayın Hatice Sunci olsun, aynı dernekte görev alan Sayın Cem Kanıbir olsun (kendisi ile bu konuda defaatle program yaptık), ayrıca  bu konuya hassasiyet gösteren Sema Maraşlı Hanımefendi TV programlarında yapmış olduğu beyanatlarla kamuoyunu bilgilendirmek ve Aile Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na vazifesini hatırlatmak bağlamında faydalı olduğu kanaatindeyiz. Elbette söz konusu bakanlığın bağlı olduğu hükümet ve cumhurbaşkanlığı makamı, yani Sayın Erdoğan bizzat bu işe el atmalıdır. Madem ki başkanlık sistemini getirdiler ve inisiyatif Sayın Erdoğan'da, şu hâlde bu işe bizzat Erdoğan müdahil olsun. Kısacası kamuoyumuz ivedilikle 6284 sayılı kanunun iptalini istemektedir. Aynı kapsamda "çocuk gelin" mevzusu yasal düzenlemelerle hâlledilmiş gözükse de, istismarların önü alınması için yeni caydırıcı müeyyideler getirilmelidir.

Vesselâm... 

Yazarın Diğer Yazıları