General Kasım Süleymani'nin Şehadeti Üzerine...

Hazım Koral 17.01.2020 14:43:00

/İslamianaliz

İran İslâm Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani dün gece büyük şeytan ABD'nin Bağdat Havaalanı yakınlarında menfur ve alçakça saldırısı sonucu direniş komutanlarından Mehdi el Mühendis ile birlikte şehadet şerbetini içmiş oldu...

Şehid Kasım Süleymani, ömrü İslâm coğrafyasının değişik cephelerinde geçmiş efsane bir komutandı. Bizzat Rehber tarafından "Yaşayan Şehid" olarak taltif edilerek anılmaktaydı. Zira Şehid Kasım Süleymani İran - Irak savaşında çarpışırken defalarca yaralanmış ve yine defalarca ailesine "şehid oldu" söylentileri ulaşmış. Şehid Süleymani Rehber Hamanei'nin manevi evladı gibiydi. Şehid Süleymani sadece İran halkı için değil bölge ülkelerinde de sevilen ve imrenilen yiğit bir komutandı. Bakıyorsunuz, Bosna cephesine gelen İranlı gönüllü savaşçıların başında Şehid Kasım Süleymani var. Hatta sadece İran'dan değil, Türkiye ve diğer ülkelerden Bosna cihadına katılan gençlerin eğitilmesi sürecinde yine Şehid Kasım Süleymani'yi görüyoruz.

Irak 2003 yılında büyük şeytan ABD tarafından işgale uğradığında Iraklı gönüllü mücahidleri örgütleyip güçlü bir direniş cephesi oluşturarak ABD işgal güçlerine darbe üzerine darbe indiren Şehid Kasım Süleymani'den başkası değildi. Bu durum elbette ki, uzun soluklu mücadele idi. 2007 - 2008 yıllarına gelindiğinde işgalci ABD, güvenlik gerekçesiyle birçok ordu birimini Irak topraklarından çekmek zorunda kaldı.

 Öte yandan 2006 yılında işgalci İsrail'in saldırısına maruz kalan Lübnan cephesine bakıyoruz! Orada da düşmanın geri püskürtülmesinde askeri stratejik taktikleriyle komuta kademesinde baş aktör Şehid Süleymani'yi görüyoruz. Seyyid Hasan Nasrallah'ın ifadeleri bu gerçeği teyid etmektedir. Özellikle Şehid Süleymani stratejik savaş taktikleri konusunda son derece donanımlı zeki bir komutandı. Lübnan'daki faaliyetleri sadece o topraklarla sınırlı değildi. Özellikle Gazze'deki savaşçı grupların ve Hizbullah'ın silahlandırılmasında Suriye üzerinden her türlü mühimmat ve silahın sevkinde sahadaki aktif bir komutan olarak Şehid Süleymani'yi görüyoruz. Yine Gazze'ye her türlü lojistik destekte, füze imal eden atolyelerin kurulmasında Şehid Kasım Süleymani'yi görüyoruz. Hamas, İslâmi Cihad ve İzzettin Kassam Tugayları'nın elindeki silahların nereden geldiğini bir düşünelim?

Diğer taraftan ABD'nin dayatması ile habis Suud rejiminin 5 yıla yakın bir süredir saldırıları ve bombardumanlarına maruz kalan mazlum Yemen halkının ve Ensarullah'ın yanında yine Şehid Süleymani'yi görüyoruz. Afganistan cephesine baktığımızda da işgalci ABD askeri birimlerine darbe üzerine darbeler vurulmasında yine aynı komutanı görüyoruz.

Kısacası büyük şeytan ABD generallerinin itiraflarına da baktığımızda Şehid Kasım Süleymani'nin ne büyük bir efsanevi komutan olduğunu  görmüş oluyoruz. ABD'nin Ortadoğu'daki operasyon komutanlarından General Joseph Votel şöyle bir itirafta bulunuyor: "2018'de Irak, Lübnan, Suriye veya Yemen'de, Ortadoğu'nun neresinde İran Devrim Muhafızları'nın faaliyetlerini görüyorsanız Süleymani'nin yönettiği Kudüs Gücü oradadır. ABD'nin bölgedeki çıkarları için en büyük tehdit bu efsanevi generaldir. Bölgede her gizemli olayda o karşımıza çıkmaktadır. Bizim için tehdit oluşturan her ateşin körükleyicisi odur."

Bu tür itiraflar, ABD'nin 2003 yılında lrak'ı işgal etmesinin akabinde her operasyonun ve ABD'ye indirilen yıkıcı - sarsıcı darbelerin arkasında direniş cephesinin komutanı Şehid Kasım Süleymani'nin varlığından söz edilmesi ümmetin bekasına yönelik bir gerçeğin de tescili anlamına gelmektedir. Daha açık bir ifadeyle, ümmet Şehid Süleymani'ye şükran ve minnet borçludur.

Zira İslâm coğrafyasında ABD işgaline karşı çok ciddi mukavemet gösteren ve ABD işgal güçlerine darbe üzerine darbe indiren bir komutandan söz ediyoruz. Bakınız, Siyonist yetkililerden biri de şu itirafı yapıyor: "Bütün zamanların en büyük İsrail düşmanından kurtulmuş olduk." Ayrıca bugün ABD Başkanı Trump'ın Twitter hesabından paylaşımı bile yedikleri darbelerin itirafı anlamına gelmektedir: "General Kasım Süleymani uzun süredir binlerce Amerikalı'yı öldürdü ya da ağır yaraladı ve daha fazlasını plânladı...."

Şehid Kasım Süleymani sadece teorisyen ve stratejist komutan değil sürekli sahada olan bir uygulayıcıydı. Uzun vadeli plânlarla stratejiler geliştirip uyguluyordu. Anti parantez bir davranışını kaydetmiş olalım: Resmi törenler haricinde kıyafetlerinde apolet kullanmazmış.. Ve, "Beni inkılabın bir neferi olarak bilin." dermiş. Böylesine mütevazı bir generaldi o. Onun bütün uğraş ve çabasının odağında işgalci ve sömürgeci ABD'nin İslâm coğrafyasından kovulması vardı. Onun bir başka arzu ve duası vardı ki, o da şehadet makamına ulaşmaktı: "Ben bir ömür, dağ, tepe, vadi demeden cephe cephe şehadeti aradım."

Ey yiğit komutan şehadetin mübarek olsun...

Yazarın Diğer Yazıları