Halimiz Bu Kale Gerek Yok..!

Ali Can 29.11.2022 10:55:51
Gastroenteroloji derneği Başkanı açıklamış "her 10 kişiden 7 sinin sindirim sistemi bozukmuş"
    Psikiyatristlerin ruh halimizi de açıklasalar iyi olur.
    Benim izlenimlerim 10 da 9 ruh halimiz bozuk diye gözlemledim.

    Türkiye'de antipsikotik ilaçların tüketimi son 5 yılda 7 milyon 201 bin kutudan 12 milyon 158 bin kutuya çıktı. 2016 yılının ilk 9 ayında, 33 milyon 638 bin 916 kutu ilaç tüketimi gerçekleşti.

   Ruh sağlığı hastanelerinde doluluk oranı ise yüzde 100'e ulaştı. Türkiye’de ruhsal hastalıkların arttığına dikkat çeken uzmanlar, depresyon şikâyetinin en çok 18-30 ile 45-65 yaş aralıklarında görüldüğünü belirtti.

   “Stresin en büyük sebebi günlük yaşantımızda anlayışsız insanlarla yaptığımız tartışmalardır.”(Eisntein)

   “Ruhi teşekkülümüzde var olan bir güç hastalık oluşturabileceği gibi mevcut hastalığı bertaraf edecek düzeydedir.”(İbn-i Sina ra) 

   İbn-i Sina’nın bahs ettiği Bu güç iradede oluşan Yakin, Allah’a tevekkül ile yol alarak fıtratın derinliklerinde özümsenirse Şafi ismiyle şifaya dönüşür.
   Aslında, Biraz hoş görü her şeye yeter.

    Mevlana ne güzel durumu izah etmiş “Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine sevmek ve sevilmek için çareler arayın..”

   Birbirimizi dinlemenin acizliği ve gerginliğini yaşıyoruz, ortak akıldan ziyade mizaçlarımızı birbirimize dayatarak sorun çözmeye çalışıyoruz. Oysa bütün insanları bir araya toplasak bile iki kişinin mizaçları birbirine uymaz.

   “Derdi olanın derdini dinle, Böylece belki dumanlı gönlüne bir pencere açmış olursun”(Mevlana ra)(Daha geniş bilgi için “Dinlemek güzeldir ama çözümün paçası olmak en güzeldir makalemize bakın”)

    Sanayi toplumlarında makineleşmiş insan hayatın bütün imkanlarına kavuşmakla beraber kendini kaybetti. İşte bu yüzden günümüzde en parlak meslek halini alan psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon uzmanları sabah kadını dinliyor, öğleden sonra erkeği dinleyerek aynı yuvada barınmalarının çarelerini ikisine de para ile satıyor.

      Üç dalda Psikriyatri,Tıp ve Eczacılık alanında Prof.Unvanı bulunan ve “İnsan denen bu meçhul”İsimli kitabı ile Nobel ödülü kazanan Fransız Prof.Allexıs Carrel’i dinleyelim.

   “Herkes servet ve konforu artıran şeylerle ilgileniyor, Fakat hiç kimse her birimizin bünyeyi fonksiyonel ve aklı vasıflarımızı geliştirmenin bir zaruret olduğunu düşünmüyor, Zekanın ve iç duyuların sıhhati ahlak disiplini ve manevi gelişme de organik sağlık ve mikroplu hastalıkların önlenmesi kadar zaruridir. Oysa insan oksijen kadar İman’a muhtaçtır.” “Bize ahlak, Zeka, Sağlık sinir dengesi güven ve huzur verecek olan şeyler mekanik fizik ve kimyevi ilimler değildir.”

    Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, kasaba ve köylerden yüksek. Ruhsal hastalık dağılımı coğrafi bölgelere göre farklılık gösteriyor. Sorun davranış oranları çocuk ve gençlerde yüzde 11 oranındayken, 18 yaş üstü nüfusta ruhsal bozukluk görülme sıklığı yüzde 17.2'ye çıktığı görülüyor. Yetişkinlerde, araştırmanın yürütüldüğü dönemde, son bir yıl içinde tedaviye başvuru oranı yüzde 4.7, çocuk ve gençlerde ise yüzde 0.3'tü.

    Kadınlarda ruhsal rahatsızlık görülme oranı erkeklerden iki kat daha fazla. 

   Eğitim, medeni durum gibi değişkenler ruhsal hastalık yaygınlığını etkiliyor, ancak, son bir yıl içinde ruhsal şikayetlerle tedavi için başvuranların oranı yüzde 4.7. Buna karşın kadınlar erkeklere nazaran iki kat daha çok sağlık kuruluşlarına başvuruyor.

   Ruhsal sorunları olanlar ilk başvurularını sıklıkla psikiyatri uzmanlarına (yüzde 39) yapıyor; psikiyatri dışı uzmanlara yüzde 33, pratisyen hekimlere yüzde 21, üniversite öğretim üyelerine de yüzde 3.6 oranında başvurulduğu görülüyor. Kalan yüzdelikler ise Muska, yatırlar, Satırlar ile  Astroloğ ve üfürükçülerin müşterileridir.

   Prof Allex Carrel’i dinleyelim, ”Psikopatların çok az bir kısmı cezaevindedir, kalan büyük kesim aramızda serseri bombalar gibi dolaşmaktadır.”
   Tedavi amacıyla psikotrop ilaç kullanma sıklığı yüzde 5. Kadınlar erkeklerden daha fazla ilaç kullanıyor ve kullanılan ilaçların üçte ikisini antidepresanlar, dörtte birini de sedatif/hipnotikler oluşturuyor.

      - Ruhsal hastalığı olan 6 kişiden sadece 1'i yardım alıyor.

   - Kardiyovasküler hastalıklardan sonra yüzde 19 ile ikinci sırada psikiyatrik hastalıkların bulunuyor.

       Okuma yazma bilenlerin sayısı yükselmekle beraber, Okuduklarına yakışır davranışlar ortaya koyanların sayısı da aynı oranda düşüyor..!
   İnsan bazen bu kötü örneklere bakınca okumuşlardan midesinin bulanmaması mümkün mü.?

   Doğrusu kötülere gözümüzü kapamak, İyileri de alkışlamak...!!!

Arif’in birine sordular :
" Neden bu kadar sakinsiniz? "
    Dedi ki :Uzun zaman okumam ve tecrübelerimin neticesinde hayatımı beş esas üzerine kurdum:
1- Benim rızkımı kimsenin yiyemeyeceğini anladım ve sakinleştim.
2 - Allah Teâlâ'nın beni daima gördüğünü anladım ve hâyâ ettim.
3 - Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya koyuldum.
4 - Anladım ki işimin sonu ölümdür ve ona hazırlandım.
5 - Anladım ki iyilik ve kötülük her ikisi de kalıcıdır, dolayısıyla iyiliklerimi çoğalttım ve kötülüklerimi azalttım..."!!

    Mevlana(ra) dinleyelim;
"Şems Kudüs’e sirruh bana bir şey öğretti; "Dünyada bir tek MÜ’min üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin, Biliyorum ki yer yüzüne üşüyen Mü’minler var, Ben artık ısınamıyorum."

    Yapılan bir araştırmada huzurevinde yaşayan yaşlıların fakirlere karşılıksız yaptığı yardımlar sonucunda bu ihtiyarların %40’ında hiper tansiyon yok olmuştur.

    Dostlarınızı ziyaret etmeyi unutmayın çünkü üzerinde yürünmeyen yollar Zamanla diken ve çalılarla kaplanır.!

   Nitekim Peygamber(sav) “Hastalar ve zulme uğrayanlardan dua almaya çalışın” 

    Peygamber buyruğu "Üç günden fazla bir kardeşinizden haberiniz yoksa, gidin arayın, bulun sizi unutmuşsa kendinizi hatırlatın, size ihtiyacı varsa ihtiyacına yetişin."

   Büyük Arif Şeyh Muhyeddin-i Arabi(ra) dinleyelim,
   “Sıkışmış birini görürsen O’nun sıkıntısını giderecek kudret sende varsa bil ki senin malında O’nun hakkı vardır, O’nun haline gözlemci oluşun O’nun hakkını vermek içindir, vermezsen mesulsün.”

   İslam’ın sosyal dayanışma dinamikleri bu öğretiler ışığında ölümsüz ve hep diri kalacaktır.(Buradan 3 bölüm halinde yayımlanan Sosyal adalet ve sosyal dayanışma makalemize bakın)

    Peygamber(sav) “Kıyamet gününün sıkıntılarından kurtulmak isteyen  İnsanlara yardım etsin Darda olana omuz versin veya  ödünç vesin.” Egoizm, bencillik, menfaat perestlik, bana ne lazımcılık gibi duyarsızlığa 1400 yıl önce  en devrimci darbe buradan vuruldu. Ve sosyal dayanışmanın en sağlam kodları peygamber tavsiyesinde anlam kazandı. Toplumu tek bünyede ve barışık yaşamanın binası bu kodlarla oluşur.
   Bugün Gariban, yetim, Yolda kalmış, Biçare insanlara bigane kalan çağdaş medeniyetin medeniyeti varsın batsın.

    “Açları doyurmayan ellerimiz, doymak bilmeyen nefislerimizin hizmeti girmişse varsın batalım yok olalım.”(Dr.Ali Şeriati)

    Mevlana(ra) dinleyelim;
   "Ey kardeş sen tefekkür ile hayat bulmalısın, Eğer tefekkür ‘ün Gül ise sen gül bahçesindesin, Tefekkür ‘ün diken ise, külhan kütüğüsün."
    İnsanı değerli kılan şey aradıklarıdır, İnsana, Aradığı şeye bakarak değer vermek gerek azizim..! Aradığı şeyin en tepesinde hayat ve mematın mutlak kudreti parlamıyorsa Xayr da hayat yok demektir. Çünkü, Rahman sıfatının tecellisi olan Xayr İnsan hayatında paylaşmakla anlam kazanır, Değer ayrı, paha ayrıdır, Paha kabuk ise, Değer de içindeki ÖZ'dür.
Öz'e yürüyenlere Selam olsun..

Yazarın Diğer Yazıları