Hayatta Bazı Pozisyonların İfadesi Çok Zordur

Ali Can 26.08.2022 15:25:03
Depresyon; mutsuzluk, hayattan zevk alamama, isteksizlik, enerji azlığı, uyku ve iştahla ilgili değişiklikler, suçluluk ve değersizlik duyguları, dikkatini toplamakta güçlük, ölüm ve intihar düşünceleriyle karakterize bir durumdur. Normal depresyondan farklıdır çünkü tekrar eder. Bipolar depresyonda, depresif duygular olağan üzüntüden daha ağırdır; daha uzun süre devam eder ve kişinin günlük faaliyetlerini yerine getirmesini zorlaştırır

     Dünyada her 50 kişiden birini etkileyen bir bozukluktur. Genellikle ergenlik veya erişkinlik döneminin başında başlar ve hayat boyu devam edebilir. Erkek ve kadınlarda eşit oranda görülür ve ırk,  eğitim, meslek veya gelir düzeyi sebebiyle farklılık göstermez.

    Bipolar bozukluğun sebebi kesin olarak bilinmemektedir. Akrabalarının hiçbirinde bu hastalık olmayanlarda görülme olasılığı yüzde 1-3’tür. Birinci derece akrabasında görülen insanların etkilenme oranı, yüzde 11-12’ye yükselir.

    Sorun, tek yumurta ikizinde varsa yüzde 60-80 oranında diğer ikizde de ortaya çıkar. Araştırmalar, beyinde duygu durumun normal düzeyde kalmasını etkileyen bazı anormallikler olduğunu göstermiştir.

    Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz günlerde bir soru önergesine yanıt olarak psikolojik sorunları nedeniyle doktora başvuran kişi sayılarını açıkladı. 2009-2013 yıllarını kapsayan bu istatistiklere bakıldığında tüm Türkiye’de psikolojik şikayetlerle doktora başvuran kişi sayısının 3 milyondan 9 milyona çıktığı görülüyor. Verilerin sadece bakanlığa bağlı kurumlara yapılan başvuruları kapsadığını, artık neredeyse metropol hayatının bir gereği gibi görülen “terapiste gitme” ihtiyacını karşılayan danışma merkezlerine, yaşam koçlarına başvuruların da bu zaman içinde hatırı sayılır oranda arttığının tahmin edildiğini belirtmekte de fayda var.

   İstanbul’daki büyük artış, İstanbul’da yaşayanların hayatındaki belirsizliklerin ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor. Bu şehirde yaşayan ve senede iki-üç kez taşınan, iş değiştirenler var.

   Ülkemizde siyasetçilerin, kanaat önderlerinin, televizyonlara çıkanların, gazetelerin kullandığı dil de gerginlik düzeyinin artmasına neden oluyor. Bir de şu var; ülkemiz önemli düzeyde afet ülkesi. Deprem, sel gibi doğal afetleri çok sık yaşıyoruz. Buna insan faktörlü afetleri de eklemek lazım; iş kazaları, terör... Bunlar travmalara sebep oluyor. Bu travmalara doğru bir şekilde müdahale edilmediğinde ileri düzey psikolojik problemler ortaya çıkmaya başlıyor.

    Tüm Türkiye’de 2009’da 3.021.361 kişi psikolojik sorunu için doktora başvururken 2013’te 9.163.101 kişi başvurdu.

    2013 itibariyle psikolojik sorunu için doktora başvuran en çok kişiyi barındıran şehir, 1 milyon 498 bin 340 kişi ile İstanbul. İstanbul’u,583 bin 633 kişi ile İzmir, 487 bin 29 kişi ile, Ankara, 390 bin 897 kişi ile Bursa takip ediyor.

     En az başvuru yapan şehirler ise Bayburt (6 bin 730), Tunceli (7 bin 463) ve Ardahan (8 bin 777).

   Kadının biri dolabından gelen gıcırtıyı kesmesi için eve marangozu çağırır marangoz bakar ama bir sorun bulamaz dolap gıcırdamıyordur ve sorar?

-Abla bu dolabın bir şeyi yok ne yapayım?

Kadın:

—Normalde gıcırdamıyor zaten yoldan otobüs geçerken gıcırdıyor sen şimdi dolabın içine gir otobüs geçerken bakarsın. der

-Adam da tamam der, başlar beklemeye.

     Bir müddet sonra kadının kocası eve gelir üzerini değiştirmek için dolabın kapağını açınca birde ne görsün içinde bir adam hemen sorar.
-Ne işin var senin benim dolabımda…

    Marangoz “Abi ne desen haklısın..! Şimdi sana otobüs bekliyorum desem inanmazsın…”

   Sonuç: Dikkat; Takıntıları, takırtı ve gıcırtı diye algılamak bazen başınıza çok büyük gümbürtülere sebep olabilir.

  Hayatta anlam veremediğimiz düşünce, söz ve davranışların hepsi takıntılardır ve tedaviye muhtaçtır, Özürlü olduğumuzun da kanıtıdır.
    Bu türden psikolojik sorunları olanların söylediği ve yaptığı işleri yorumlamadan karar vermemek lazım Çünkü onlar hasta ve özürlüdür. İşin kötü tarafı bu tür hastaların hastalığını kabullenmemesidir.

     Hastalık Allah’ın insan Metabolizması için takdir ettiği normal işleyişin bozulmasıdır. Bu zor bir alandır ve uzmanına başvurmak her zaman daha doğru olandır.

   Beşeriyet Hayatın hızlı akışı içerisinde Özellikle sanayileşmiş toplumlarda Gürültü kirliliği, Gerilim filmleri ,İletişimin gelişmesi ile yapılan haberlerin gerilime sebep olduğu, Siyasi çekişmelerin saçmalıkları, Tüketim sarhoşluğu, Savaşlar, Göç, Açlık, Zulüm, Sömürü, Gasp ve Uyuşturucu baronlarının tavşan iştahları, ve uzayıp giden yüzlerce nedenlere Manevi boşluklar  Herkesin zerre kadar olan iyi ve kötü davranışlarının Kadir-i Mutlak tarafından hesap verilecek merci olan yüce Allah’ı unutması, Aslında Tüm eşyanın sahibinin unutulması Ferdi de kendine unutturması ile sonuçlanacak bir Kaderin sebepler zinciri olacaktır.

    Sabır, Kanaat, Sevgi Saygı, Merhamet, Hoşgörü, Empati, ve Dua  gibi erdemlerin kayboluşu duyguların tamamen yok oluşu tabii ki, beraberinde dışlanmışlık hissi uyandırır ve Depresyon gibi psikolojik sendroma müptela bir toplum hediye eder ve çareyi sadece  bu ülkede 2017 de 65 milyon kutu anti deprensen ilacın tüketilmesi durumun vehameti için yeterli sebepler olacaktır.

   Denklem açık ve nettir, Bir toplum Allah’ı unutmaya yüz tutuşsa, Allah da onları kendilerine unutturur ve herkesin tek şikayeti “Ben bende değilem”Zehirli şarkısıyla hayat kirlenir. Kimi bu kirliliği bir ömür boyu taşır, Kimi de mematı seçer, Bu ülkede intiharların neden trafik kazalarından daha çok olduğunu anlamak zor değil.

  Son söz ”Ya rabbi bildir de ben beni bileyim, Seni bilmeyen beni ben neyleyeyim” Vesselam

Yazarın Diğer Yazıları