Kerbela olayında Hz. Hüseyin (as) ve taraftarları ile karşıtlarında yer alan Yezit taraftarları hep beraber namaz saatlerinde, her kesim kendi imamının arkasında olmak üzere ve kendi aralarında saf bağlayıp namaz kıldılar!
Kerbela olayından öğreniyoruz ki, namazda, namaz kılmak için saf bağlamak pek te önemli değildir, önemli olan o safı kimin arkasında ve neyin yanında saf tutmakdır. Şayet hak önderin arkasında ve hakkın yanında saf bağlıyor isek, o namaz bizi hakka ulaştırır ve onunla tanıştırır! Çünkü ibadetin işlevi, Allah'ı ya da insanları etkilemek değil, o ibadetin işlevi, sahibinin tabiatını değiştirmesidir!
Diğer bir ifadeyle namaz, amaç değil araçtır! Her bir ibadet türünün insan üzerinde bir hedefi vardır! Yani iyi bir insan olmak için ibadet yapıyoruz! Yaptığımız ibadet, bizim hangi değerler sistemine tabi olduğumuzu bize hatırlatıyor!
Daha açıkçası asl olan namazı kılmak değil, asl olan namazdan sonra yaşadığımız hayattır!
Yine asl olan, namazda saf bağlamak değildir, asl olan hakkın mı batılın mı yanında saf bağlamaktır!
Şayet hakkın yanında saf tutup dürüstçe bir hayat yaşamış isek, başarılı bir hayat yaşamışız demektir! Çünkü dürüstçe bir hayatın üzerinde daha başarılı bir hayat yoktur!
Şayet batılın yanında saf tutup dünyanın tüm servetine sahip olmuş isek, başarılı bir hayat yaşamış sayılmayız! Çünkü öyle bir hayat, en alt seviyeden yaşanılmış nefsi tatmin eden hayvani bir hayattır!
Her ne kadar materyalist düşünceye göre başarılı bir hayat güçlü servet biriktirmek olarak değerlendirilmiş olsa da, insanlık açısından bu böyle değildir! Diğer bir ifadeyle, dürüstçe bir hayatı yaşamak, ahlakın gereğidir! Fakat kimi Müslümanlar o denli cahiller ki, dinleri ya da dindarlıkları olduğu için, "ahlak"a ihtiyacının kalmadığını sanıyorlar!
Oysaki "ahlaklı olduğumuz zaman biz dindarız!" Namaz, oruç, hac bizi dindar etmez!
Daha açıkça ifade etmek gerekirse; Müslümanlar, Hz. Peygamber ( sav)' den kısa bir zaman sonra İslam'ın sosyal ve toplumsal boyutunu kaybettikleri için imam Hüseyin ( as) Kerbela olayını gerçekleştirdi! Çünkü peygamber ( sav);" Komşusu aç iken tok karnına uyuyan bizden değildir! diye buyurmuştur, " Sabah ya da akşam namazını kılmadan uyuyan bizden değildir ve öldürülür!" diye buyurmamıştır!
Müslümanlar ise ta Emeviler ve Yezit zamanından başlayarak adalet vs. gibi İslami değerleri bir kenara bırakıp yalnızca kuru ibadetlerle yetinip, hatta teravih namazı gibi kimi namazları kılmayıp ve camide kendi atadıkları imamın arkasında ve batılın yanında saf bağlamayanları kendilerinden görmemiş ve hatta günümüzdeki kimi mezhepçi/mutaassıp hocalar gibi öldürülmesine dahi fetva vermişlerdir!
İşte imam Hüseyin ( as)'ın Kerbela olayından alınacak en büyük derslerden biri de, camide ya da imamın arkasında saf bağlamanın önemli olmadığı, önemli olanın, hak imamın ve hakkın yanında saf bağlamak olduğu hususudur! Çünkü İmam Hüseyin (as)'a kılıç çekip şehit edenler de namazda saf bağlıyorlardı, ama bağladıkları saf, batıl imamın arkasında ve batılın yanında bağlanılan saflardı!
Rabbim bizleri bu tür batıl imamların arkasında durmaktan ve batıl saflarda bulunmaktan muhafaza buyursun. Amin!
