Tavuk toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, yumurtalarının arkasından alındığının farkında bile olmaz!
Son yıllarda kimi siyasiler ya da kimi din adamları bu toplumun önüne dünyevi ya da uhrevi bir takım şeyler bırakıp insanları onlarla uğraştırıp tartıştırırken, gerilerindeki maddi manevi tüm değerlerini çarçur ediyorlar, insanlar da bunun farkında olamıyorlar!
Kimisi bu ramazan ayında maddi yönden deveyi hamuduyla yutup servetine sevet katarken, kimileri de maneviyatımız üzerinde yine oyunlar oynadılar. Hilal meselesi yüzünden müçtehitleri devre dışı bırakıp halkın içtihat ve müçtehit hususundaki güzel inançlarının üzerine tuz biber ektiler. Heleki müçtehitleri savunayım derken onları olduklarının üstüne çıkaran cühelanın her bir kelimesi ise, bir batman bal ile yenilecek gibi değildi!
Dinimiz her şey için bir ölçü koymuştur! Bir şeyi o ölçünün üzerine de çıkarmaya hakkımız yoktur, onun altına indirmeye de. Müçtehit de öyledir.
Müçtehitler, içtihat yapıp hakkında açık ayet ve nass olmayan konuları bize izah etmekle mükelleftirler, bizler de onların en a'lam/bilgin olanının fetvasına amel etmekle mükellefiz. Hiç kimsenin kendi keyfi veya uyduruk vasfına sığınıp da onları devre dışı bırakmaya hakkı olmadığı gibi, onları - haşa- İslam'ın ilkelerinden birisiymiş gibi göstermeye de hakkı yoktur. Her şeyi ölçüsü dahilinde kabullenme mecburiyetindeyiz!
Din adamı ya da lider vs. adıyla bu toplumun önüne geçenler de, şayet bir müçtehidi kümçümser veya devre dışı bırakırsa, ona cemaat olanlar da bütün dini değerleri küçümseyip devre dışı bırakırlar!
Güzel bir söz vardır : " Kral bir yumurta çalarsa, adamları bütün tavukları çalar!"
Dolayısıyla bu toplumu " tavuk toplumu" yapmak, büyük vebal ve büyük günahtır!
Rabbim akibetimizi hayrede!
