Kerbela olayı üzerinden Müslümanların davranışlarına baktığımda, gördüm ki İslam dini, Peygamberimizin ( sav) onca zahmetlerine karşı biz Müslümanlar üzerinde bu dünyada hiç bir işe yaramamıştır!
Hiç te gönlümüzü harekete geçirip birbirlerimize merhamet ettirtmemiştir! İzzetimizi, şerefimizi, hukukumuzu, insani duygu ve arzularımızı korumamız için bize etkisi olmamıştır!
Peki dünya hayatında iken bize hiç bir yararı olmayan bu dinin ahirette ne gibi yararı olur, bunu anlamış değilim. Oysaki dinin insana ilk faydasının dokunacağı yer, insanın dünyasıdır. Ahiret ise, bu dinin dünyevi sonucudur! Kuran'ın da bize ayet olarak öğrettiği ve namazlardaki kunut dualarında okuduğumuz dua şudur:
" Ey Rabbimiz! Bize dünyada da ahirette de güzellikler ver"!
Demekki dinin bize vereceği güzelliklerin ilk yeri, dünya, son yeri de ahirettir!
Şayet sahibi olduğumuz bu din, hem İslam aleminde hem de küresel ölçekte ortaya çıkan zulüm ve haksızlıkların önünü almak için bizleri harekete geçirecek bir işe yaramıyorsa, öteki alemde de bir işe yaramıyor olacaktır!
Ünlü düşünür Endülüslü İbn Hazm şöyle der:
" Bir bölgede birisi açlıktan ölürse, o bölge halkının tümü ondan sorumludur ve tümü de onun keffaretini ödemelidirler!"
Müslümanlar olarak kim olursa olsun mazlumdan yana olmalı ve kim olursa olsun zalimin karşısında durmalıyız! Oysaki böyle değiliz! Yahudiler Filistin'de çocuklarımızı öldürdüğünde feryat figan ediyoruz, ama bizden olanlar Afganistan, Irak, Yemen, Suriye vs. bölgelerinde yaşlı, genç, kadın, çocuk vs. haksız yere o insanları katliam yaptıklarında kıkımızı çıkartmıyoruz!
Oysaki Kur'an; Allah'ın iki günahı affetmeyeceğinden bahsediyor; biri şirk, diğeri de haksız yere insan öldürmeyi!
Bunu yapanların yerlerinin ebedi cehennem olduğunu bildiriyor! Ve yine ebedi cehennem, aynı zamanda bu bizdendir deyip kendi zalimimizin önünü almayanlarındır da!
Peki Peygamber evladı haksız olarak mı öldürüldü, yoksa ölümü hak mı etti! Şayet farzedelim ki kimilerinin iddia ettikleri gibi ölümü hak etmiş olsa bile, acaba o öldürülen küçücük yavruların suçu neydi? Esir alınan o masum kadın ve kızların suçu neydi!
Bu duruma sessiz kalıp yalnızca seyretmekle yetinenler, yarın kıyamet günü onlarla birlikte ebedi cehenneme atıldıklarında nasıl bir savunmada bulunacaklar?!
Kerbela'da işlenen bu haksızlıklar karşısında Müslümanları SABIR' a davet eden zevata şunu da söyleyeyim:
Dinde " sabır", yapılan haksızlıklara katlanmak anlamında değildir! Sabır; yapılan o kötülüğü ortadan kaldırmak için geri çekilip yeniden harekete geçmek maksadıyla yeni bir metod belirlemektir!
Yani sabır; pasif tahammül değil, daha aktif ve etkilice harekete geçebilmek için uygun zamanı beklemektir!