Allah’ın adıyla
ABD, Türkiye’ye yaptırım kararı alınca, ülkemizde sanki bunu ABD’nin yeni bir tavrıymış gibi yorumlayanlar oldu. Halbu ki ABD Büyük Şeytan’dır, onun putu menfaatidir… O, kibriyle, tavır ve siyasetiyle aynen Firavun gibi “Ben sizin Rabbinizim” demektedir… Onun dostluğu yoktur, bütün birlikteliklerde, bütün müttefikliklerde kazananın kendisi olacak şekilde oyunu kurar, pozisyon alır… Geçmişte bir gazeteci, ABD ile birliktelik ile ilgili şöyle bir tanımda bulunmuştu: “ABD ile birliktelik, fil ile dans etmeye benzer. Yorulunca müttefikinin üzerine oturur!...”
Yeniçağ’dan Özcan Yeniçeri; “Türkiye, 70 yıllık müttefiki olan ABD'nin nasıl sanal ve sahte bir müttefik olduğunu bu yaptırım kararlarıyla anlamış olacaktır. Bu da az bir kazanç değildir. “ diye yazmış. (1)
Biz bunu yeni mi tecrübe ediyoruz ki, bu bizim için bir kazanç olsun?
Daha dün 15 Temmuz’da, ülkemize yapılan en büyük ihanetlerden birinin hamisi, oyun kurucusu, teşvik edicisi yine bu ABD değil miydi? Allah korusun, 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, ülkemiz bu gün ne halde olurdu, bilmiyor muyuz?
Bir yandan “dost ve müttefik” olan, ama öbür yandan ülkemizi bölme gayesi güden teröristlere hali hazırda dahi her türlü lojistik ve silah desteğini sağlayan bu ABD değil mi?
Üstüne üstlük, Türkiye’ye yaptırım uygulama gerekçesi olan Rusya’dan S-400 füzeleri alma konusunda, daha önce Rusya’dan S-300 füzesi alan Yunanistan’a benzer bir tavır, benzer bir yaptırım yok! Bu S-300’ler yine NATO üyesi olan Bulgaristan ve Slovakya’da da var... (2)
ABD’nin ihanetlerini yazmaya kalksak, yazıp bitiremeyiz… Dedik ya ABD için “müttefik” diye bir kavram yoktur, o sadece menfaatine bakar, insan haklarıymış, hukukmuş, adaletmiş, hatta uluslar arası anlaşmaymış, bunların hiç birisi onu bağlamaz … Geçen yıl Korona salgını nedeniyle Almanya’nın bir ABD şirketinden parasını ödeyerek satın aldığı maskelere el koymadı mı? Aynı şekilde Fransa ve Kanada’nın da… (3)
Ama ABD’nin bu tür davranışlarının bir tek istisnası vardır, o da İsrail’dir… ABD, bu tavırların hiç birisini İsrail’e göstermez/gösteremez…
Hal böyle iken, ABD’yi daha yeni tanıyormuşuz gibi cümle kurmak biraz garip kaçmıyor mu?
Bir de şu açıdan bakalım: ABD’nin bize uygulayacağı yaptırımın adı olan CAATSA yasası, sadece ABD tarafından çıkarılan, BM ile hiçbir ilgisi olmayan ve ABD’nin hasımlarına karşı uygulamaya koyduğu bir yasadır… Şimdi kendisi ile “müttefik” olan bir ülkeye, Türkiye’ye karşı bu yasayı yürürlüğe koyduğunu ilan ediyorsa, bu ABD’nin Türkiye’yi de, -artık aleni bir şekilde- “hasım” olarak tanımladığını gösteriyor. O zaman Türkiye olarak bizim de ABD ile olan ve bunca ihanete rağmen sürdürdüğümüz “müttefik olma” durumunu gözden geçirme ve eksenimizi yeniden kurma vakti gelmedi mi?
DİPNOTLAR:
1. Özcan YENİÇERİ, Yeniçağ gazetesi,18 Aralık 2020, “S-400’ler Bahanedir” başlıklı yazı, https://www.yenicaggazetesi.com.tr/s-400ler-bahanedir-57741yy.htm
2. https://www.trthaber.com/haber/dunya/nato-uyesi-3-ulke-s-300leri-kullaniyor-411596.html
3. 0https://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-almanyanin-maskelerine-el-koydu-iddiasi-472992.html
