Allah’ın adıyla
Şeytan insanın düşmanıdır. Bu husus yüce kitabımızda da açık bir şekilde beyan edilmiştir. Yüce kitabımızda şeytanın özellikleri belirtilirken, onun hilelerinden kurtulmanın yolları da açıklanmıştır.
İnsan şeytanın özelliklerine baktığında, ABD’nin hemen hemen aynı özellikleri taşıdığını görebiliyor. Mesela Kur’an’da şeytan için “Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder. (Bakara /268)” diye buyuruluyor. ABD’nin, kendisine direnen ülkeleri ekonomik yaptırım uygulamakla tehdit etmesi, vazgeçmeyenlere de en acımasız yaptırımlar uygulaması ile bu ayetin belirttiği şeytani özellik birebir uyuşmuyor mu? ABD’nin bir çok yolla, ve en çok da Holiwood eliyle, yani sinema ve Tv dizileriyle pompaladığı ahlaksızlık, başını çektiği vahşi kapitalizm çirkinlik ve hayasızlığın ta kendisi değil mi?
Yine Kur’an’da “O (şeytan), onlara söz verir, onları beklenti içine sokar. Şeytan, sadece aldatmak için söz verir.” (Nisa/120)” diye buyuruluyor. ABD’nin söz verip de yarı yolda bıraktığı, aldattığı, beklenti içine sokup tuzağa düşürdüğü o kadar çok ülke, örgüt, topluluk var ki, saymakla bitmez. En barizlerinden birisi de Saddam Hüseyin’in Irak’ı idi. 1990’da Saddam’ı Kuveyt’i işgale tamahlandıran ve yönlendiren ABD, bu işgal gerçekleşince bu defa “sen nasıl Kuveyt’i işgal edersin?” diyerek Saddam’ın tepesine binmedi mi? Batı Asya’da (Ortadoğu) IŞİD adlı vahşiler topluluğunun banisi bizzat ABD değil mi? Ama aynı ABD, IŞİD’i bahane ederek, bölgemizi ateş topuna çevirmedi mi?
ABD’nin yalnızca Batı Asya’yı değil, bütün dünyayı fesada verdiği kimseye gizli değil. Bakın birkaç ay önce Bolivya’da darbe yaptırarak seçilmiş başkanı deviren güçlerin arkasında bu ABD var. Hakeza Venezüela’da yaptıkları da ortada. Panama, Küba, Nkaragua gibi daha nice ülkeler de ABD’nin şeytanlığından payını almıştır.
Batı Asya’nın başına bela ettiği İsrail’in cinayetleri ise Büyük Şeytan’ın en büyük şeytanlığı… İsrail’in her cinayetinin bizzat destekçisi ABD değil midir?
Bu ABD, o kadar pervasız ki, uşağı, kölesi Suudilere “biz olmasak iktidarda 2 hafta bile kalamazsınız, o zaman ödeme rica edebilir miyim?” diyor … “Suriye’de petrol için varız” diyebiliyor…
Ancak 200 küsur yıllık bir devlet tarihi olan ABD’nin bu kısacık tarihi de şeytanlık ve cinayetlerle dolu... Kızılderili katliamları, topraklarından koparıp köleleştirdiği ve bunu yaparken de hiç bir kural tanımadığı zencilere karşı davranışları, Hiroşima ve Nagazaki’daki’de kullandığı atom bombası ile işlediği cinayetler, Vietnam’daki savaş suçları, Irak’ı işgali ve işlediği suçlar, Libya, Suriye vs. vs... Bu şeytalıklardan sadece bir kaçı...
Şimdi bu ABD, kalkıp ülkemize “biz sizin en iyi dostunuzuz” diyor. “Bizimle beraber olun” diyor. Halbuki, bizzat planlayıcısı ve destekçisi olduğu ve 251 vatan evladının hayatını kaybettiği menfur 15 Temmuz darbe kalkışmasının üzerinden 4 yıl bile geçmedi. Daha geçen iki yılda Suriye’nin kuzeyine, ülkemizin toprak bütünlüğüne göz diken terör örgütünü konuşlandırıp, binlerce TIR silah veren de bu ABD değil midir? Birkaç ay önce, tehdit dolu ve hiçbir uluslar arası norma uymayan nezaketsiz mektubun yazarı da bu ABD’nin başkanı Trump değil midir? Daha geçen ay “Yüzyılın planı” diye İsrail ile beraber yaptıkları, Müslümanlarla, İslam dünyası ile alay edercesine, bizleri insandan bile saymayan bir tavırla hazırladıkları ve “anlaşma” adını verdikleri işgal ve yok etme paçavrasını unutabilir miyiz? Parasını ödediğimiz F 35 savaş uçaklarını vermemekte direnen, üstüne üstlük tehditler savuran, “yaptırım uygularım” diye hırlayan bu ABD değil midir?
Bu ABD, bizi balık hafızalı mı zannediyor? Kendisi şeytan, ama biz Müslümanların da şeytanın tuzaklarına karşı rabbimiz tarafından uyarıldığımızı bilmiyor mu: “Şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra artık yanlışlar içindeki o toplulukla bir arada olma.”(Enam/68)”
Ey Büyük Şeytan! Biz seni tanıyoruz ve hilelerini de biliyoruz. Unutkanlığımıza güveniyorsan, inşallah artık unutmayacağız…
