İsrail- ABD Saldırıları, Suriye İle Irak’ı Birleştiriyor

Merve Soydaş 20.01.2020 19:31:32
İran ile İsrail arasındaki gerilim şiddetini artırırken, İran’ın ABD üssüne saldırısının ardından bölgedeki Direniş Ekseni ile şer ekseni arasındaki çatışma yeni bir boyut kazandı. İran, ABD ve müttefiklerinin bölgedeki itibarını alaşağı ederken, düşman güçleri de iade-i itibar için her yolu deniyor.

İran’ın Irak’taki Ayn’ul Esed ABD üssüne düzenlediği füzeli saldırının ardından bölgede hareketli saatler yaşanmaya başladı. ABD başkanı ekranlara çıkarak can kaybı olmadığını iddia etti. Ardından 
Irak'ın başkenti Bağdat'taki Taci Askeri Üssü 5 Katyuşa füzesiyle hedef alındı. Saldırıdan sonra ABD Savunma Bakanlığı yine hiçbir ABD’linin zarar görmediğini belirtti. O saldırıdan kısa süre sonra Suriye’de T4 Askeri Üssü, İsrail savaş uçaklarının hedefi oldu.

Aslına balarsanız, İsrail’in Humus’taki “T4” üssünü hedefleyen saldırısı gibi benzer saldırılar daha önce de yaşandı. Suriye ise kendini kontrol etme politikasını sürdürüyor. Süleymani suikastı ve Ukrayna uçağının düşmesinden sonra bölgede kopan fırtınanın izlerine bakılırsa, belki de önümüzdeki aylar hatta haftalar içerisinde bölgedeki durumda köklü değişimler yaşanabilir.

Suriye savunmasının cevap verdiği bu Siyonist saldırısı, Amerika’nın Suriye-Irak sınırındaki “El-Tenef” üssünde bulunan Amerikalı güçlerin yardımıyla gerçekti. Bu durum söz konusu saldırı başta olmak üzere diğer tüm saldırılar ile suikast operasyonlarında, Amerika ile İsrail arasındaki koordinasyonun boyutunu gözler önüne seriyor.

Bu saldırı zamanlaması açısından oldukça önemlidir. Önümüzdeki günlerde, aynı çerçevede benzer saldırılar bunu takip edebilir. Diğer yandan bu saldırılar, Irak parlamentosunun tüm ABD güçleri ve üslerini ülkeden çıkarma talebinin uygulanmasını hızlı bir şekilde meşrulaştıracaktır.

Geçtiğimiz haftalarda İran, General Kasım Süleymani suikastına Amerika’nın Ayn’ul Esed ve Erbil Askeri üslerini vurarak cevap verdi. Birçoğunun tahminine göre can kaybı olmamasına rağmen iki askeri üste bombardımanın neden olduğu büyük hasarı hepimiz gördük. Başkan yardımcısı Ebu Mehdi El-Mühendis ’in de aynı suikastta hayatını kaybettiği Haşdi Şabi’nin de zorlu bir intikam için hazırlık yaptığı düşünülüyor. Belki de El-Tenef üssü ilk hedef olabilir.

İsrail – ABD saldırılarının göz ardı edilen bir diğer önemli noktası da, Irak ve Suriye cephelerini bir çatı altında birleştirmesidir. Irak ile Suriye bu saldırılara karşı ortak bir intikam operasyonu yürütecektir. Amerika’nın Irak’ı ve Suriye’nin bir kısmını işgaline karşı, Direniş birleşecektir. Bu Direniş zemini, yakın gelecekte iki tarafı buluşturacaktır. İşgalci İsrail devletinin misilleme operasyonları da olasılık dâhilindedir.

Bölge değişiyor. Güç dengeleri de aynı şekilde değişiyor. Irak, Suriye ve İran’ın bu saldırılara karşı intikamının nasıl olacağını henüz bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var o da, İslami Direniş Hareketi mutlaka şehidinin intikamını alacaktır. Hamas, Şehid Yahya Ayaş suikastı için işgal edilmiş topraklarda 4 farklı intikam operasyonu yürütmüştü. Siyonist İsrail rejimini derinden sarsan bu saldırılar yaklaşık 100 İsraillinin öldürülmesine ve yüzlercesinin yaralanmasına yol açmıştı. İslami Cihad Hareketi de Şehid Fethi Şikaki suikastına intikam amaçlı benzer operasyonlar yürütmüştü.

Bu son saldırıya cevap seçeneği, öfkesini kontrol etme politikası uygulayan Suriye hükümeti liderleri için birinci sırada olmayabilir. Suriye, en önemli hedefi olan İdlib’in yenilenmesi ve Fırat’ın doğusundan Amerikan güçlerini çıkarmak için gerilla savaşlarının başlamasına yoğunlaşmış durumda.

Evet, tıpkı Suriye’yi hedef alan büyük komplolara verilen aynı cevap gibi, bu cevabın da uygun zaman ve yerde kaçınılmaz olarak geleceğini biliyoruz.