Her defasında olduğu gibi bu yıl da 19 Mayıs ve 23 Nisan üzerinden siyasi hesaplaşmalara şahit olduk.
Bu tartışmaların kısmen rejim tartışmasını olduğunu söyleyenler olsa da büyük bir esefle bunun abartı olduğunu söylemek istiyorum.
Çünkü memleketimizde en az kaygı duyulan şeyin rejim, devlet ve düzen kaygısı olduğunu esefle müşahede ediyoruz.
Bireysel, grupsal ve hizipsel çıkarlar dışında bir çıkarı kaale alan da yok, umursayan da…
Ve bu, ciddi bir tehlike alarmıdır aslında
Çünkü vatan mefkuresini kaybeden bir nesil her şeyini kaybeder
*
Dün yaşanan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı da her yıl olduğu gibi bu yıl da bundan nasibini aldı.
İşin üzücü tarafı, bazı parti mensuplarının gençlerin önünde birbirine saldırmasıydı.
Böyle mi örnek oluyorsunuz?
Velev ki sorununuz var… Gençlere “Sorun böyle tekme tokat çözülür” mü diyorsunuz?
*
Yazık ettiniz, yazık.
*
Kavgaya ne lüzum var?
Madem 19 mayıs gençlik ve spor bayramı, o halde gelin gençlerimizi kişilikli olmaya, yani ahlaka ve spora davet edelim;
Yalnız: gençler kimin yalan söylediğini sezer ve anlarlar;
O halde, siz “büyükler” ahlaktan yoksunsanız susun...
*
Ve kendinize şunu sorun:
Gençler, sizin sayenizde birey ve toplum sorumluluklarını üstlenebilecek bir eğitimden geçiyor mu?
İzledikleri TV programları, okullarda okudukları ders metinleri ve diziler sağlam bir kişiliği; yani ahlakı mı yoksa ahlaksızlığı mı onlara veriyor?
Bir şey mi söylediniz?
Efendim???????
Siz susun..
Konu bu olunca susanlar konuşanlardan çok daha fazlaysa sorun büyük demektir.
*
İşin aslı şu ki; topu taca atmanın manası yok…
Çünkü onların bir suçu yok,
suçlu da biziz, suça zeminler hazırlayan da..
Bir şeyler yapamıyorsanız; yapabileceklerin ve yapmak isteyenlerin önünü tıkamayın bari…
*
Sözüm geleceğe; yani gençlere:
Her hal -ü karda, siz gerçekten bu ülkenin geleceğisiniz; ona göre davranın ve saatlerinizi ona göre kurup ayarlayın; bayramınız kutlu olsun gençler!
//ismail bendiderya
