Karabağ Zaferi ve Birkaç Söz

Hürriyet Varol 8.11.2021 17:44:00
  1. Öncelikle Azerbaycan devletinin kararlılığını takdir ile karşılamak lazım. Eğer kararlılık olmasaydı “İslam Toprağı” karabağ’da işgalin sona ermesi için bir 30 yıl daha beklenebilirdi. Azerbaycan halkındaki işgale, zulme ve tecavüze karşı durma özelliğini hatta potansiyelini iyi bir şekilde değerlendirip organize eden kullanan, cesaret toplayıp geçen yıl bu zaman işgali bitirme kararlılığını gösteren Azerbaycan devletini kutlamalıyız.

  2. Karabağ savaşında sonucu teknik silahlara ve drone’lara bağlamakla, insan gücü dediğimiz askerlerin, şehitlerin ve yaralıların hakkını çiğnemiş oluruz. 3 bine yakın şehit 17 binden fazla gazi ve yaralı rakamları bize her şeyi anlatmaya yetiyor. Kaqrabağ zaferlerini falanca ülkelerden alınan insansız hava araçlarına ve Drone’lara bağlamanın altından dünya ve halklar nezdinde en katil en menfur sözde devleti İsrail ile ilişkilerin ve işbirliğinin meşruiyet gerekçesi çıkarsa hiç şaşırmayız. Bu durum şehitlerin kanına ve gazilerin canla başla ödedikleri bedellere hürmetsizlik olur. Göğüs göğüse savaşlarla, akan şehit kanlarıyla, Ermeni işgalci Vandallarına hadleri bildirilerek topraklarımızın özgürlüğüne kavuştuğunu göz ardı etmemeliyiz.

  3. Karabağ savaşı cereyan ettiği o günlarde toplum barışını, halk devlet birlikteliğini ve savaş motivasyonunu belli odaklar her ne kadar bozmaya çalıştılarsada çok şükür başaramadılar. Azerbaycan’ın Türkiye ve İran’ın maddi, manevi desteğine sürekli vurgu yapan Azerbaycan devletinin üst kademe yetkililerin olumlu açıklamaları toparlayıcı ve birlik yolunda pozitif enerji saçmaktaydı. Ancak zafer sonrası malum odaklar medyada ve Bakü sokaklarında İsrail bayrağı sergileyip sallayarak İsrail Heronu reklamı yapıp İran ve mütedeyyin çevreler aleyhine propagandalar yürüttüler. Azerbaycan’ın diyanet işleri başkanı sayılan Allah şükür Paşazade İran dini lideri Ayetullah Hamaneinin “Karabağ İslam toprağıdır, onun özgürlüğü için ölen şehit sayılır” sözlerine atıfta bulunması ve Karabağın özgürlüğünü biz bu fetvaya borçluyuz demesi Siyonist odakları çıldırtmış olmalı ki bunu söyleyen devlet büyüğüne geniş çaplı linç kampanyası başlattılar. Savaşın bitmesi ile bu kampanyalar etkisini artırdı ve bunun etkisinde kalmış belli devlet yetkilileride maalesef Azerbaycan toplumunu kamplara bölen, birliğini bozmaya çalışan odakların aleti olmadı değil tabiki. Toplumu Dinci laik liberal İrancı Turancı Vehhabi Türkiyeci diyerek kamplara bölmenin, cephelerde yanyana savaşan kanını akıtan şehitlerin kanına ihanet olur. Savaş bitti, işgal bitti, toprağımızı kazandık derken kirli ellerin marifetiyle Azerbaycan’ın topraktan daha değerli olan birlik beraberlik ve değerleri kaybetme hüsrani ile karşı karşıya kalmasını asla arzu etmeyiz. Karabağ zaferini gölgede bırakacak hataların bedelini hem devletler ödüyor hemde halklar. Karabağ’da henüz iş bitmiş değil. Azerbaycan halkı geçen yıl bu günlerde Karabağ savaşıyla büyük bir zafer kazansada asıl zafer henüz beklenmektedir. Unutmayalım ki Hocalı yaramız hala kanamaya devam etmektedir ve özgürleşeceği günü beklemektedir. Aynı şekil karabağ’ın kalbi sayılan Hankendi hala işgal altında ve bizim gidip kurtaracağımız günü beklemektedir. Azerbaycan’ın şehirlerine füze saldırıları sırasında şehirleri boşaltma girişimi başarılı olmasın diye mütedeyyin çevrelerden arkadaşlarımızın koşarak o tehlike altında bulunan şehirlere gidip yerleştiğine orada düşmana ve ölüme meydan okuduklarına kendim bizzat şahidim. Uzun lafın kısası Azerbaycan ve devleti birlik ve beraberliğe, bu vatansever dindarlara her zaman ihtiyacı vardır. Savaş zamanınındaki o saygı ve birlik ruhunu barış zamanında da korumalıyız kaybetmemeliyiz.

  4. Azerbaycan’ın İsrail ile adının anılması ile ilgili her şeyi bir kenara bırakalım, sadece bölgede İsrail’in kanser tümörü gibi girdiği ülkeleri karıştırıp o ülkeyi bölge ile özellikle komşuları ile karşı karşıya getirmesi ve güven sorunu yaşatması israil’den uzak durulması, ona güvenilmemesi için başı başına yeterli bir sebeptir. Ermeni işgali gibi bir tehditten kurtulmak için İsrail ve ABD dostluğu en kötü seçenektir. Azerbaycan İslam dünyasına Türkiye’ye ve İran’a güvenmeli. Irak Daiş tehdidinin kökünü kazıyabilmek için önce Abd ve batılı ülkelerden destek aldı. O zamn ki İşid Musul’u alıp Bağdat’ın kapılarına dayandı, Irak artık ABD ve batılı ülkelerden bir hayır gelmeyeceğini anlamış oldu. İran ve komşu ülkelerin desteği ile daiş denen bir belayı tarihin çöplüğüne gömdüğünü dünya böylece görmüş oldu. Abd ve İsrail dostluğu hiçbir ülkeye hayır getirmedi. Bu iki ülkeye zamanında Türkiyeden daha çok daha yakın müttefik bir ülke yoktu. İslam ülkeleri içinde israili ilk tanıyan ülke Türkiyedir bunu her kes biliyor. Peki Türkiye bu dostluktan neler kazandı neler kaybetti?. Geçmişten günümüze kadar 10 a yakın darbenin planlayıcısı bu iki müttefiklerin olduğu her kesçe görüldü ve anlaşıldı. Türkiye için en büyük tehdit sayılan Fetö elabaşını ülkelerinde koruyup kolladıkları bilinen bir gerçektir. Türkiye’nin burnunun dibinde Suriye’nin topraklarında Mehmetçik katili güçlere terör devleti kurdurma çalışmaları her kesçe malumdur. Mavi Marmara katliamında İsrailliler yahu bunlar türktür dostumuzdur deyip katliamdan çekinmediler aksine çok acımasızca bir şiddetle canlarımıza kıydılar.

  5. Karabağ zaferi Azerbaycan halkı ve İslam dünyası için derslerle dolu tarihi bir dönem sayılacaktır. Bu savaş ve sonucunda gelen zaferden çıkarılacak en büyük ders şudur; Toprakları işgal altında bulunan halklar savaşmadan, yerinde oturup, gözünü müzakerelere diktiği sürece bu işgal zilletinden kurtulmaları asla mümkün olmayacaktır. Bu savaş ve bu zafer işgal altında toprağı bulunan tüm islam ülkelerine ve Müslümanlara örnek teşkil etmektedir. Ermenistan’ın şu an üzerinde bulunduğu toprakların tümüne yakını Azerbaycan halkına ait topraklardır. Erivan ve etrafındaki şehirler birer Müslüman ve Türk şehirleridir. Yüz yıl bundan önce bu topraklar ve bu şehirler savaşarak iyi korunabilseydi bizler bu gün Karabağ işgaline şahit olmazdık. Dolayısıyla Karabağ zaferi durmaksızın tamamlanması gerekir, yürek yaramız Hocalı ile Karabağ’ın kalbi Hankendi’de işgalden kurtarılmalıdır.