Yemen’de ilan edilen olağanüstü hal, yalnızca güvenlik gerekçeleriyle değil, ülkenin yıllardır süren siyasi ve askeri çıkmazının bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Orta Doğu’nun en ağır insani krizlerinden birinin yaşandığı Yemen’de alınan olağanüstü hal kararı, sahadaki güç dengelerini ve siyasi kırılmaları yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlara göre OHAL, mevcut yönetim yapısının ülke genelinde kontrol sağlamakta zorlandığının açık bir göstergesi.
1990’da birleşerek tek devlet haline gelen Yemen, aradan geçen yıllarda yolsuzluk, zayıf kurumlar ve dış etkilere açık yönetimler nedeniyle istikrarsızlığa sürüklendi. 2011’de başlayan halk hareketleri sonrası iktidar değişse de, yeni yönetim ülke içinde güçlü bir meşruiyet tesis edemedi.
Bu süreçte Ensarullah Hareketi, özellikle başkent San’a ve çevresinde etkisini artırarak fiili bir güç haline geldi. Hareket, ülkenin bölünmesine ve dış müdahalelere karşı duruşuyla dikkat çekiyor.
Öte yandan Suudi Arabistan öncülüğündeki askeri koalisyonun ve Birleşik Arap Emirlikleri destekli grupların sahadaki varlığı, Yemen’deki karmaşayı daha da derinleştirdi. Koalisyon içindeki görüş ayrılıkları ve çıkar çatışmaları, ülkenin siyasi geleceğini belirsizliğe sürüklüyor.
İlan edilen OHAL, bu tablo içinde yalnızca bir güvenlik önlemi değil; Yemen’deki yönetim krizinin ve parçalanmış güç yapısının sembolü olarak yorumlanıyor.