Koronavirüs Salgını ve Amerika'da Askeri Darbe İhtimali

Koronavirüs salgını ile birlikte bugüne kadar alışık olmadığımız bir takım olaylarla karşı karşıya kalmaktayız. O kadar ki en sonunda yıllar yılı Batı tipi demokrasi diye ensemizde boza pişiren o Batılı ülkelerde şimdilerde askeri darbe ihtimalinden bahsedilir oldu. Bu askeri yönetim ihtimali yasal bir zemine sahipse de Koronavirüs salgınının yapay olduğu iddiası ile bağ kurulması dikkat çekiyor!


2.04.2020 14:41:39   Dünya


Yıllar yılı Batılı ülkeler, dünyanın geri kalanı üzerinde kendi demokrasiye dayalı yönetim sistemleri üzerinden hegemonya tesis etmiş, demokratik değerlere sahip olmayan ülkeleri dünya kamuoyu vicdanında mahküm etmişti.
 
Genellikle Batı'nın kibirli ülkeleri, dünyanın geri kalan diğer ülkelerinde darbeleri kendileri organize etse de dönüp aynı ülkeleri demokratik değerlere vurgu yaparak tahkir etmeyi bir yöntem olarak uygularlardı.
 
Şimdi gelin görün ki bu Batılı ülkelerin en önde geleni olan Amerika'da koronavirüs salgını ile birlikte bir askeri darbe ihtimalinden bahsedilmektedir. Bir askeri yönetimin yasal zemini olmakla birlikte aslında koronavirüs salgınının yapay bir salgın olduğu, hatta bu salgının bir askeri yönetim oluşturmak için özellikle oluşturulduğu iddiası söz konusudur. Anlaşılan o ki, bu günlerde şaşkınlıkla izlediğimiz olayların henüz bizi şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleyeceği en beklenmedik olanını yaşamadık.  
 
Amerika'da yaşanan olayları ve iddiaları bu çerçevede irdeleyen Koronavirüs gölgesinde darbeciler başlıklı yazıyı ilginize sunuyoruz...
 
Koronavirüs gölgesinde darbeciler
 
Halkların gözü koronavirüsün ilerlemesine ilişkin sayılara kilitlenmişken, siyasetçilerden daha çok üst düzey sağlık görevlilerine öncelik veren yöneticilerin derinden yeniden örgütlenmesi sürecine tanık olmaktayız. Gölgede, bankacılar ve askerler, kendi çıkarları için iktidara el koyma hesapları içinde kıvranmaktadırlar.

ABD Savunma Bakanı Mark Esper, 1 Şubat'ta General Terrence J. O'Shaughnessy'ye hazırlıklı olma talimatı verdi. General, 13 Şubat'ta Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi önünde en kötü senaryoya hazırlıklı olduğunu beyan etti. Tıbbi felaket yaşanması durumunda, « hükümetin sürekliliği » planı onu ABD'nin gelecekteki diktatörü (deyimin antik anlamıyla) yapacaktır.

İdari mantığın, siyasi mantığın önüne geçmesi
Sanayileşmiş ülkelerdeki birçok hükümet, Covid-19 salgınına halklarını evlerine kapatarak yanıt verme kararı aldı. Bu strateji, hiçbir zaman sağlıklı olanları tecrit etme yoluna gitmemiş olan hekimlikten değil, hastanelerin tıkanmaması için hastaların kitlesel gelişini önlemeyi amaçlayan tıbbi araçların iyi yönetiminden kaynaklanmaktadır. İsveç gibi az sayıda sanayileşmiş ülke salgına bu idari yaklaşımı reddetmiştir. Tıbbi yaklaşımı tercih etmektedirler ve dolayısıyla da genele yayılmış bir tecrit uygulamamaktadırlar.
 
Bu nedenle, bu dönemin ilk dersi gelişmiş ülkelerde idari mantığın artık tıbbi deneyimlerden daha üstün olmasıdır.
 
Yine de tıbbi bir uzmanlığım olmasa dahi, bin yıllık tıbbi deneyimin, hastalık karşısında bürokratik yöntemlerden daha etkili olabileceğinden şüphem yoktur. Dahası, süre giden fenomeni gözlemlemeye devam edersek, halen İsveç'te bir milyon kişide 10 ölüm kaydedilirken, İtalya da bu sayı 166'dır. Tabi ki daha sadece salgının başlangıcındayız ve bu iki ülke birbirinden çok farklıdır. Bununla birlikte, İtalya'nın önce bir ikinci ve sonra üçüncü bir bulaşma dalgası ile karşılaşması muhtemel iken, İsveç bir grup bağışıklığı kazanmış ve bundan korunmuş olacaktır.
 
Üst düzey sağlık görevlilerinin seçilmişlerin önüne geçmesi
Bununla birlikte, genel olarak sağlıklı olanların evlerine hapsedilmesi sadece ekonomiye değil, aynı zamanda yönetim şekillerine de sekte vurmaktadır. Hemen hemen her yerde, daha etkili olması gereken siyasetçilerin sesinin üst düzey sağlık görevlilerinin sesi karşısında duyulmaz oluşuna tanık oluyoruz. Hastanelerimiz için savaşmayı ve hastalıkla mücadele etmeyi değil, ama hastalıktan korunmayı toplu olarak kabul ettik.
 
Herkes ne yazık ki görünenin aksine, etkili olmak açısından başarılı olamadığımızı kolaylıkla tespit edebilir. Örneğin, AB üyesi ülkeler zamanında gerekli tıbbi ekipmanı ve ilaçları sağlamayı beceremediler. Buna her zamanki kurallar neden oldu. Örneğin: ekonomik küreselleşme, artık sadece tek bir solunum cihazı üreticisinin olmasına ve bunun da Çinli olmasına yol açmıştır. Mallar edinilmeden aylar önce gerçekleştirilmesi gereken ihale prosedürleri birkaç ay sürmekte ve siyasetçiler bu prosedürlerin aşılması konusunda yardımcı olmamaktadırlar. Sadece Amerika Birleşik Devletleri devletin şirketlere el koyması yöntemiyle bu sorunu çözmeyi başarabilmiştir.
 
Philippe Pétain ile İkinci Dünya Savaşı sırasında sözde « Fransız Devleti » ile bir idari diktatörlüğü yaşayan Fransa, son otuz yıldır üst düzey memurların siyasi iktidarı ele geçirmesi sürecine tanık oldu. O dönem buna ENArchie dendi. Aynı şekilde ve farkında olmadan, siyasetçileri yerel ve ulusal yetkilerin birikimiyle kendilerine verilen yönetim bilgisinden mahrum etti. Seçilmişler artık üst düzey memurlara göre daha az bilgi sahibidirler ve onları kontrol etmekte her türlü zorluğu yaşamaktadırlar.
 
Tıpkı üst düzey sağlık görevlilerinin aniden normalde kendilerine ait olmayan bir otoriteye sahip olması gibi, bankacılar ve askerler de siyasetçilerin aleyhine aynı teşvikten yararlanmak istemektedirler.
 
Gölgede pusuya yatan bankacılar
Eski Hazine Şansölyesi (Maliye Bakanı), sonra İngiltere Başbakanı olan Gordon Brown, Financial Times'ta bir serbest makale yayınladı [1]. Brown yazdığı makalede 2008 mali krizi sırasında başarısız olan şeyleri başarmak için Covid-19 korkusunun kullanılmasına itiraz etmektedir. O zamanlar bir küresel mali yönetim kurmayı başaramamış ve G20 ile basit bir istişare ile yetinmek zorunda kalmıştı. Yazısında bugün, bir küresel sağlık yönetimi kurmak mümkün olacaktır, diye sürdürüyor. Ve Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerine hangi yetkilerin verilmesi gerektiğini öngörmekte.
 
Bu küresel yönetimin ulusal hükumetlerden daha başarılı olacağını düşünmemizi gerektirecek hiçbir şey yoktur. Kesin olan tek şey, bu yönetimin her türlü demokratik denetimin dışında kalacağıdır.
 
Bu projenin başarı şansı küresel mali yönetiminkinden daha fazla değildir. Gordon Brown, İngiltere'yi Avrupa Birliği'nde kalmasının da sadık bir destekçisiydi. Burada da yine kaybetti.
 
Gölgede pusuya yatan ABD derin devleti
Tarihsel olarak bütün krizlerde, halka düşünme zamanı bırakmadan iktidarı değiştirmek için « aciliyet » gerekçesi kullanılmaya çalışılır ve çoğu zaman da bunda başarılı olunur.
 
30 Ocak 2020'de DSÖ, « uluslararası kamu sağlığı acil durumu » ilan etti. Ertesi gün, Savunma Bakanı Mark Esper, gizlice NorthCom'un « hükümetin sürekliliği »nin yeni kurallarının olası uygulamasına hazır durumda olması gerektiğini belirten bir Warning Order (uyarı emri) imzaladı.
 
Bu kurallar Above-Top Secret olarak sınıflandırılır; yani iletişimleri en yüksek yetki seviyesine sahip ve ayrıca özel bir ad erişimine sahip (Special Access Program) olan kişilere ayrılmıştır.
 
« Hükumetin sürekliliği » ilkesinin Soğuk Savaşın başlangıcında oluşturulduğunu anımsatalım. Sovyetler Birliği'ne karşı nükleer bir savaş ve başkan, başkan yardımcısı ve Temsilciler Meclisi başkanının ölümü veya iş göremezliği durumunda ABD'nin korunması söz konusuydu. Başkan Dwight Eisenhower'in yazılı bir yönergesine göre, kurulacak bir yedek askeri hükümet, demokratik süreçler yeniden sağlanana kadar savaş boyunca komutanın sürekliliğini derhal sağlamalıydı [2].
 
Bu yedek hükumete, 11 Eylül 2001'de, ulusal terörle mücadele koordinatörü Richard Clarke haricinde yedek hükumet talebine gerek duyulmamıştır [3]. Oysa her ne kadar ülke korkunç bir saldırıyla karşı karşıya kalsa da, ne başkan, ne başkan yardımcısı, ne de Temsilciler Meclisi başkanı ölmüş ya da engellenmişti, bu da beni bunun bir darbe olduğu sonucuna varmama neden olmuştu. Ne olursa olsun, Başkan Oğul George Bush aynı gün akşamı yeniden görevinin başına geçmişti ve yetkisinin on saat boyunca askıya alınması sırasında neler yaşandığı hakkında bugüne kadar hiçbir açıklama yapılmadı [4].
 
En iyi Pentagon uzmanı William Arkin'in Newsweek'te yazdıklarına [5] göre, artık yedi ayrı plan mevcuttur:
- Başkan, başkan yardımcısı ve ailelerini korumayı amaçlayan Rescue & Evacuation of the Occupants of the Executive Mansion (RESEM),
- Savunma Bakanı ve önde gelen askeri komutanları korumayı amaçlayan Joint Emergency Evacuation Plan (JEEP),
- Kongre ve Yüksek Mahkeme üyelerini korumayı amaçlayan Atlas Plan,
- Octagon hakkında hiçbir şey bilmiyoruz,
- Freejack, aynı şekilde bilinmiyor,
- Zodiac, hala bilinmiyor,
- Washington'da özel birliklerin konuşlandırılmasını öngören ve güç kullanımı ve bölgelerin askeri otorite altına girmesi koşullarını belirleyen Granite Shadow [6].
 
RESEM'in başkan ve başkan yardımcısını korumayı amaçladığını ancak bunların öldüklerinde veya engellendiklerinde uygulanabileceğini unutmayalım.
 
Her halükarda, bu yedi planın uygulanması, yabancı bir ünlü olan General Terrence J. O'Shaughnessy'nin sorumluluğu altındaki Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Amerika Askeri Komutanlığı'nın (NorthCom) sorumluluğu altındadır.
 
ABD hukukuna göre bu adamın, federal devletin seçilmiş belli başlı üç temsilcisinin ölümü veya iş göremez durumda olması halinde ABD'nin diktatörü olabilir, ancak uygulamada, onun selefi General Ralph Eberhart'ın bu koşul yerine gelmeden bu yetkiyi kullanabildiği unutulmamalıdır. 73 yaşındaki Eberhart halen ABD'nin başlıca askeri havacılık elektronik şirketlerini yönetmektedir.
 
General O'Shaughnessy, 13 Şubat'ta Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu'na NorthCom'un en kötüsüne hazırlandığını söyledi. Bunun için Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyadaki diğer on merkezi komutanıyla günlük temasını sürdürmektedir [7].
 
NorthCom, sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde değil, Kanada, Meksika ve Bahamalar'da da yetkilidir. Uluslararası anlaşmalar uyarınca, kendi inisiyatifiyle bu üç ülkede ABD birliklerini konuşlandırabilir.
 
2016 yılında Başkan Barack Obama « Ulusal Süreklilik Siyaseti »ne (National Continuity Policy) ilişkin çok gizli 40 numaralı başkanlık siyaset Yönergesi'ni (Presidential Policy Directive 40) imzaladı. Acil durumlardan sorumlu ajans (FEMA) yöneticisi Craig Fugate, Başkan Donald Trump'ın göreve başlamadan iki gün önce, bununla ilgili düşük seviyelerdeki belirli yöntemleri belirten 1 Numaralı federal süreklilik Yönergesi'ni imzaladı.
 
Her şeyi düşündüler ve en kötüsüne hazır durumdadırlar. Salgın onlara harekete geçmek için gerekçe sağlamaktadır. Durum böyle olunca, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian'ın, ABD orduları tarafından virüsün kasıtlı bir şekilde yayılması üzerine sorduğu sorular daha da anlam kazanmaktadır.
 
Thierry Meyssan
Çeviri: Osman Soysal
Voltairenet
Koronavirüs
salgın
ABD

Yorumunu Gönder

Yorumlar